18 Şubat 2009 Çarşamba

Hırçın ve Muhasebeci

Evde oturup makarna yiyorken, bir anda taksime gidelim hadi! enerjisiyle evden çıktık.

4 erkeğin beraber çıktıgı gecelerden hayır gelmez. Ve bunu bile bile arabadayken şöyle bir sav attım ortaya. 'bence bu gece grup seks yapıcaz olum! ve iğrenç olucak' bu arada şunu belirtmeliyimki daha önce hiç grup seks yapmamış olan ben ve öyle olduklarını tahmin ettiğim arkadaslarımlayım.

Grup seks olgusu herkeste şöyle bir izlenim uyandırıyor sanki. Vuhaa!!! Ama bu vuhaa nın içinde özenme öğesi ne denli var bilmiyorum? Çünkü ben genelde vuhaa diyorsam bu durumu takdir edip onaylıyorum demektir.Ama herzaman için bir kızla beraber olurken,başka bir erkekle hele hele arkadaslarımdan biriyle göz göze gelmek bana demotive edici gelmiştir


Neyse ben fazla dagıttım konuyu.4ümüzden biri benim 'bu akşam grup seks yapıcaz oğluum!!' gazıma karşılık olarak.'ben yaptım abi geçenlerde .....'yla'' gayet seksten soğuyosun abi o anda, gülme geliyo bi anda zaten . diyerek eklenti yapıyor .Bu arada başka zamanda anlattıgı bir hikayeye göre aynı anda 5 kızla grup seks yapmış bu kişi. ''biliyorum biraz abartı geliyor kulaga?'' ama iyi arkadaslar inanır.inanmak ister.yakıştıramaz . konduramaz kankasına böyle bir yalanı. o yüzden ben inanıyorum.inanmak istiyorum. ve bu kişiye bir adet ''how i met your mother * '' kaynaklı altın kemer hediye etmek istiyorum.

Arabayı park edip,rasgele yürümeye başlıyoruz. Nereye gideceğimizi bilmeden taksimde gezinirken, 4 sapı hiç biyerin almayacagını düşündügüm bir sırada kendimizi salı günü için hiç de fena sayılmayacak derecede doluluk oranına sahip,güzel müziğe sahip ,enerjisi yüksek bir barda buluyoruz.

İsmini şuanda alp olarak değiştirdiğim kişiyle ,digerlerine üzerinde çalıştıgımız projeden bahsederek ilk biralarımızı çoktan bitirmiş, 2. biralarımızı söylemişken - nereden nasıl geldi bilmiyorum, bir gaz geliyor bana.

Yan masamızda oturan 2 kıza dönüp. ''meraba!, biz bir oyun oynuyoruz kendi aramızda ve bu bir çeşit değerlendirmeye girmeli.Bu konuda bir jüriye ihtiyacımız var.Bize yardımcı olucagınızı umuyorum.'' diyorum.

Bu hareketim bir anda ve çok rahat bir ahenkle nüksederken ,oyunu anlatıyorum.

Oyunumuz şöyle.4 kişiyiz şuanda ve aramızdan en masum,en piç , en zeki , en bakkal ve en seksiyi seçiceksiniz. kategoriler bunlar.şimdi başlıyorum. en masumumuz kim sizce?

Bu sayede ikisini de sempatik bi şekilde oyuna dahil etmiş ve uzun süren süzme aşamasına geçirmiş oluyoruz.Onlar bizi süzerken biz de onlara bakarak meşru bir kesişme ,tanışma platformunda buluyoruz kendimizi. Araya serpiştirdiğimiz muzur bakkal,piç vs...gibi kategorilerle dikkatlerini çekiyoruz. Kendimi saymayarak söylüyorum, masada bulunan 3 arkadasım da hoşluklarıyla,tarzlarıyla ,konuşmalarıyla dikkat çekici özelliklere sahip olmalarının verdiği artı puanla çok rahatlar. Alp yaşça büyük oluşuyla tecrübe,karizma,güç,zeka, gibi konularda bir olta tutuyor.Bir renk vermek gerekirse Koyu kahverengi. Grup seksçi olan arkadasımın adına da uzay diyelim bundan sonra.Uzay, tam bir fırlama,gözlerinden piçlik akan,içindeki çocugu tam gaz dışa vuran,hiperaktif bir adam , bir renk vermek gerekirse kesinlikle turuncu ve çok orjinal bir tipe sahip. Diğer arkadaşıma da profesör diyesim var.Onun da adı bundan sonra profesör. Profesörse bebek yüzlü,aşırı sıcak bir enerjiye sahip,iyi bir firmada iyi bir işe sahip olmanın verdiği güveni yüzünden okunan lacivert bir adam.Yüzünden mutluluk akan biri.

Profesör oyuna öyle bir adapte oluyorki bir süre sonra Alp ve Uzay , oyundan kopup profesör ve benim hakkımda iddaalara girmeye başlıyorlar.Çok eğlenceli geçen bir karakter tahmin oyunun ardından.Tereddütsüzce masalarını tutup bizimkine yapıştırıyorum.Hareketim davetkarlıktan öte , alırım üleayn!!! modunda direk. barzo gibi yapışmışım gibi hissedip, alp ve uzayın incelemesinden kaçmaya çalışıyorum.

Profesör tezini incelikle yazarken,olaydan bir an soyutlanıp uzay ve alp 'in yanında onu incelerken buluyorum kendimi. Hareketlerinin normallik seviyesinden öteye geçtiğini farkedebileceğiniz kadar tanıdıgınız ve sevdiğiniz birinin vücut dilini o anda tercüme etmek çok keyifli bir olay. Bunu yaparken diger samimi arkadasınla çaktırmadan yapmalısınki toparlanmasın ve bu tiyatro devam etsin.

Profesörü inceliyoruz.Omuzlarının geriye dogru gidişinden anlıyoruzki kendiyle ilgili hoşuna giden bir detayı anlatıyor. Profesör işiyle olan ilişkisini çok sever,ve bunu bariz bir memnuniyetle sunmaktan kaçınmaz.Bu memnuniyeti onlarla da paylaşarak bir yandan onların hiç bilmediği alandaki meslegini tanıtıyor,bir diger yandan karizmatik olan bu özelliğinden duydugu memnuniyeti ortaya çok samimi bir vücut diliyle ortaya koyuyor.Alp bu konuda en az benim kadar saglam gözlemleriyle çok güzel paslaşıyor bu konuda benimle.

Uzay sıkılıyor.Uzay'ın ilgisini çekmeyen bir konu varsa ve mecburiyet durumu ,hatır'dan(profesör ve bi ölçü benim istekli tavrımın onun üzerinde yarattığı baskı) kaynaklanıyorsa, somurtmak yerine başka konular açarak kendi gündemini yaratır veya mevcut gündemin içeriğini ''yooo,ne alaka?'' , ''ne alakası var?'' ''..........'' methoduyla boşaltır. Bu huyunu çok severim çünkü bu tam bir uzay hareketidir. İkimiz bir olup bu alaycı tavırı takındıgımızda karşımızdaki kişiyi sinir etmek belirli bir sınıra kadar tatlı bir durum .

Bütün bunlar olurken ben vazgeçtiğime karar veriyorum.Çünkü profesör daha bir atak,daha bir canlı.Bense daha pasif kalıyorum konulara.İsteksizlik de var biraz.

Derken profesörle göz göze geliyoruz.Bu an öyle bir anki ancak iki çok yakın arkadasın aralarında anlaşabilecekleri özel bir dilin kullanım anı.Bana o kısa anda ''Abi ben bastırıyorum bi kanattan,ama sen de orta aç pas at bişey yap'' diyor.Ben de eve çagırıyorum direk.Dan! diye.

Alp bana oha abi sıçtın.Tarzı bişeyler söylerken.Kızların yüzlerindeki gelme isteğini hepimiz farkediyoruz.Kızlardan biri daha alımlı,çıkık elmacık kemiklerinin üzerine sürdügü allıkla daha bir bakımlı, digeri daha bir ev modunda sakin,muhasebeci tadında duruyor.

Evde trainspotting gecesi yapıcaz.Gelin işte izleyelim beraber.Diyerek bir olta daha atıyorum. Daha bakımlı,konuşkan olan bana öyle bir bakıyorki gözlerinden şunu okuyorum.''yanımdaki arkdasım ne der bilmiyorum?ben normalde varım bu teklife.ama şimdi o ne der bilmiyorum? '' bunu algıladıgım anda digerine dönüp bişeyler söylüyorum.Kolunu okşadıgımı hatırlıyorum laf arasında bi yerde.Ama itiraf etmeliyimki, profesörün konuşkanlıgı ve istegi onları çok daha fazla tetikleyici sebep içeriyordur.

Kızlar ikna oluyorlar.Eve geliyoruz.Yolda yaptıgım esprilere hep beni ezen cevaplar veriyor hırçın.muhasebeci olan sakin sessiz duruyor.arada bir gülüyor.Ben de kendimi çocuk gibi hissediyorum bu esprilerime aldıgım sert cevaplar karşısında.Sinirleniyorum biraz.

Eve gelirken yolda çoktan nüfus dagılımını yapıyoruz.Profesör hırçınla takılacak,muhasebeciyi kimse istemiyor.muhasebeciyle de muhabbet edicez biz.Bu çok kötü bi durum işte.İki kişilik bir arkadas grubunda istenmeyen kız olmak .

Eve geldiğimizde bizim kendi 4 kişilik arkadas grubumuzun ortak muhabbetine dalıyoruz biraz.Bu aslında ayıp bir durumdur.Misafirlerin de ortak olabilecegi sohbetlerin etrafında dolaşmak gerekir.Bu yüzden biraz sıkılıyorlar sanki. Profesör de ilgisini kaybetmiş bir durumda.

Mutfakta yalnız kaldıgımız anda ''abi hırçın olcak gibi değil,ben muhasebeciye yönelicem,sen istiyorsan hırçınla ugras'' diyor. Daha önceden yaşadıgı bir faciayı hatırlatıyorum ona.Yine bir bar dönüşü ,alkolün etkisiyle kendisine hiç yakışmayan bir kızla yakınlaşıp,sabah odaya gelip,apar topar evden kaçışını hatırlatıyorum ona.O da tamam abi olsun.diyor bana. Ben de tamam demekten başka bi çare bulamıyorum.

Aradan 1 saat geçtikten sonra hırçının ''deli gözleri''ne sahip oldugunda hemfikir oluyoruz.Ayaga kalkıp balık taklidi yapışıyla bizi bizden alıyor.Ama araya sokuşturdugu laflar ve sert çıkışlarıyla nedense bir çeşit tahrik unsuru oluyor. Hırçınla yatma ihtimallerini gözden geçiriyorum.Umut pek yok gibi.Ama çok da umurumda değil.

Uyumak istediklerini söylüyorlar.İşte burda biraz şans yardım ediyor.Alp in evinde az yatak var ve 6 kişi yatacaksak eger illaki kızlardan en az biriyle bir erkek yatmak zorunda kalıyor.Bu durumda kızlar 2 kişilik yataga yatıyorlar ve ben de o yatakta 4 kişi yatmak zorunda oldugumuzu söylüyorum.Çünkü gerçekten öyle.

Aradan kısa bir süre geçiyor.Bir bakıyorum , profesör bana hiç söylemeden muhasebeciden de vazgeçmiş.tek kişilik yataga geçip uyumuş. Alp ve Uzay proje yapıyorlar.Uyumak yok akıllarında.Ben içeri gidiyorum.Odaya girip yanına kıvrılıyorum hırçının.Zaten girer girmez , benim kim oldugumu anladgı andan itibaren gel yanıma'' diyişi dikkatimi çekiyor.

.... Devamı gelicek...